top of page

ON THE WAY TO MYSELF : OUTDOOR ADVENTURE BLOG



“On the way to myself : Outdoor adventure” projesi bir KA152 projesidir. Aslında gençlik akreditasyonu olmuş bir Gençlik Derneği’nin 1 projesi idi. Kodu KA150’dir. Gençlik projesi ile ilgili çok soru geldiği içim bu bloğu koordinatörlerimin izniyle paylaşıyorum. Ben onlardan izin isterken, onlar bu etkinlikler herkesin, Erasmus herkes için diyerek projelerinin yaygınlaştığı için çok sevindiler. Projemizde 5 ülke toplam 27 genç (13-17 yaş) , 9 lider katıldı. Toplam 36 kişiydik.  Proje 6 gün sürdü ve bir dağ pansiyonunda kaldık. Pazar günü giriş yaptık pansiyona. Akşam toplandık sadece isimlerimizi söyledik ve dinlenmeye çekildik. Peki projede neler yaptık?



Gün 1

Projemiz sabahları hep "I like to move it move it" şarkısı ile başladı. Şarkı başladığında öğrenciler projenin başladığını anlayıp, şarkının peşine takılıp, etkinlik alanına geldiler. Bu bir hafta boyunca böyle sürdü. Projenin saat aralığı 09.30-11.00/ 11.30-13.00/15.00-16.30/ 17.00-18.30 / 20.30-22.00 şeklindeydi. Gördüğünüz gibi hiç boşluk yok.

İlk olarak proje kuralları konuşuldu. Projenin bir eğitmeni vardı, “Anna”. Anna ilk kuralları hazırlamıştı. Zamanında gelmek, saat 10’dan sonra sessiz olmak, odaların özel olması gibi. Daha sonra görev dağılımı yapıldı. Anna hep projelerinde görev tablosu hazırlıyor ve bu benim çok sevdiğim bir durum. Bu görevler projeden projeye değişebilir.  Genelge, rapor yazma, süreyi hatırlatma, foto ve video çekmek, temizlik, enerji vermek, Bulaşık gibi görevler oluyor ve her gün bir ülke bir görevi üstleniyor.  Ben çok destekliyorum bu çalışmayı. Erasmus gezmek tozmak değildir, eğitimdir, sorumluluktur.

Tanışma oyunları

Toplu isim oyunu

 Daha sonra tanışma oyunlarına geçildi. İlk olarak 3’lü top tanışma oyunu oynandı. Ekip ikiye bölünür. Her ekip çember oluşturur. Bir kişi karşıdakinin adını söyleyerek topu atar, o kişi başka kişinin adını söyler ve atar. Ama sıralama aynıdır. Önce 1 topla sonra 2 topla sonra 3 topla oynanır.  Daha sonra sıra tersine çevrilir. İki grup birleşerek oyun devam eder.

İsim Yarışması

Grup ikiye ayrılır. Her grup çember olur. 2 gönüllü olur ve çemberin dışında karşılıklı dururlar. Sonra herkesin omzuna dokunarak tek tek isimleri söylerler. Adını bilmezse, sorabilir. İsim söyleyerek birbirlerini yakalamaya çalışırlar. Yakalayan kazanır

Çizgi oyunu

Anna bantla bir çizgi çekti ve katılımcılar çizgiye dokunarak Anna’nın verdiği komuta göre ayaklarını çizgiden çekmeden sıralandık. Bu komutlar Yaş, Ayak numarası, Göz rengi şeklindeydi.

Erasmus Treni

Proje Koordinatörümüz Erasmus’un Bölümlerini Tren Çizerek Anlattı. Anna eğitimlerinde Erasmus’a çok önem verir ve muhakkak tanıtır. Bu benim eksiklerimden olabilir, ben proje yaygınlaştırırken, projenin içindeki katılımcıya yeterli bilgi veriyor muyum?

Expectation, Fear, Contribution

Daha Sonrasında Katılımcılara Bu Projedeki Beklentilerini Kaygılarını ve Katkı Olarak Ne Yapabileceklerini Sordular. Bunları gruplar halinde yazıp panoya yapıştırdık. Bunlarda sınır yok, mesela örümcekten korkuyorum da diyebilirsin ya da oda arkadaşından da korkabilirsin 😊

Panic zone, Learning zone, Comfort zone

Bu diyalogla aslında Erasmus’ta kaygılanacak bir şey olmadığı duygusunu katılımcılara aşıladılar. Şu an konfor alanımızdan çıkıp, öğrenme alanında olduğumuzu öğrendik.

Project Fire

Bu diyalogda katılımcıların katkılarının proje için ne kadar önemli olduğunu anlattılar. Bir proje katılımcılarının ilgisi kadar başarılıdır.

Secret Friend / Profil Resmi

Bu oyunda herkes birbirinin resmini çizdi ama müzik başlayınca elden ele herkes bir şey çizdi. Mesela şimdi karşındakinin gözünü çiz, şimdi değiş ve burun çiz şeklinde bir profil resmi çizme etkinliğiydi. Sonra çizdikleri resimleri koridora astılar. Herkese rastgele bir kâğıt verildi ve bu kâğıtta senin gizli arkadaşın yazıyordu. O kişinin resminin altındaki zarfa hediyeni koyuyordun. Proje sonunda açıklandı gizli arkadaşlar. Bu gençlerin arkadaşlık ilişkilerinin gelişmesi için güzel bir etkinlik.

El Oyunu

Bu oyunda bir elde işaret parmağı yukarda onun üstünde başkasının eli var, 1,2,3 deyince parmağı yakalamaya çalışıyorsun.

Mission Impossible

Bu etkinlikte herkesin topluca yapması gereken 9 görev vardı ve katılımcılar bunları 30 dakikada tamamlamak zorundalar. Bu görevler değişebilir ama genelde; grup foto, grup şarkısı, toplam yaş, toplam ayakkabı numarası, merdivenleri say, selfie çekil ve tiyatro yap gibi oluyor.

Shark Game

Balık ağı oyunudur. Dokunduğun sana katılıyor, herkesi ebelemeye çalışıyorsun. Bu oyunda enerjilerine enerji kattı.

Anna Sign

Proje koordinatörü konuşmak isterse bir işaret yapması gerekiyordu ve hep beraber bir sus işareti buldular.

Reflection 3 Questions

Bu etkinlikte katılımcılara zaman verildi ve gününüz nasıl geçti anlamında 3 soru sordular. Bu sorular günbegün değişiyor genelde, bugün ne öğrendin, bugün ne iyiydi, bugün ne kötüydü, bugün ne ilginçti şeklinde sorular soruluyor.



Social Night

İlk günde katılımcılar ilk gecelerini süper geçirdiler. Bir sürü eğlenceli oyun oynadılar.

Tuvalet Kâğıdı İle Bardak Çekmek. , Bardağa Su Doldurmak, Top atma, Uno ve Pipetle kağıt çekmek gibi.

Gün 2

Güne liderimiz Anna ile başladık. Anna enerjimizi hesapladı. Grup ne kadar enerjik hissettiğini eliyle gösterdi. Bunun ardından, İspanyol ekip şarkı ve danslarıyla enerjimizi artırdı. Şarkı " Follow the leader şarkısıydı." Bu enerji arttırma faaliyetleri " Energizer" şeklinde geçiyor ve her moladan sonra gençler bir energizer yapıp kendilerine geliyorlar. Bunu da ülkelere görev verdik. Energizerdan sonra Anna, bizi 4 gruba ayırdı ve proje için kendi kurallarımızı oluşturmamızı istedi. Önce kendi gruplarımızda konuştuk, ardından diğer gruplarla tartıştık ve sonunda ortak kuralları kararlaştırdık. Kuralları sunduk. Kurallar genel olarak Saygı,  Bora Bora, Be on time gibi her gençlikte olan kurallar belirlendi. Bora Bora bir dil kuralıdır. 2 kişi İngilizce dışında bir dil konuşuyorsa, yeni gelen 3. kişi "Bora Bora" dediğinde konuşma İngilizce ‘ye döner. Daha sonra oda arkadaşlarımızla odalarımızın kurallarını düzenledik. Tartışarak kurallara karar verdik. 

Bunun ardından yürüyüşe çıktık ve yaklaşık 4 kilometre yürüdük. Yürürken çeşitli aktiviteler yaptık.

Yürüyüş oyunları

Diğer ülkelerden katılımcılarla eşleştik ve Anna şu soruları sordu: 

*Kedi mi köpek mi? 

*Akşam yemeğine kimi davet ederdiniz ve neden? 

*Partnerinizle ortak noktanız nedir? 

Daha sonra durduk ve iki oyun oynadık.  İlk oyun bingo idi.

Bingo Oyunu

Sorular vardı ve bu sorulara uyan kişilerin adını yazmamız gerekiyordu. İlk bitiren kişi "BINGO!" demeliydi. Sorular genelde kim Amerika’ya gitti. Kim vejetaryen, kim yoga yapıyor şeklinde.

Köpekbalığı Oyunu

İkinci oyun ise Köpekbalığı idi. Hayali bir nehri geçmek için kağıtların üzerine basmamız gerekiyordu. Eğer kâğıdın üzerine basmayı unutursak, köpekbalığı kâğıdı alabilirdi. Oyunu başarıyla tamamladık. Hem eğlendik hem de iş birliği yapmayı öğrendik. Ayrıca oyunda üç görme engelli kişi ve üç yakın arkadaş vardı. Bu zorluklara rağmen oyunu bitirmeyi başardık. Bu oyunlardan sonra dinlendik ve atıştırmalıklar aldık. Ardından otele geri döndük ve öğle yemeği yedik. 

Öğle yemeğinden sonra öğrenme teknikleri (formal, informal ve non-formal) ile ilgili aktiviteler yaptık. Bu aktiviteler, üç farklı öğrenme tekniğinin simülasyonlarıydı. Birincisi stres topu yapmak, ikincisi kâğıttan kurbağa yapmak ve üçüncüsü ise sıradan bir ders idi. Aktivitelerden sonra değerlendirmeler yaptık. 

Bir kahve molası verdik ve ardından ulusal takımımızla birlikte yarınki aktivitemizi oluşturduk ve yansımalarımızı yazdık. Daha sonra akşam yemeği yedik. Proje kapsamında her ekip yürüyüş oyunları hazırladı.

Türk ve İspanyol ekipler, kültürlerarası gece için yemeklerini ve danslarını hazırladılar. İlk olarak Türk ekibi Türkiye ve Mersin hakkında bir video oynattı. Ardından Kahoot oynadık ve kazananlara bazı hediyeler verdik. Daha sonra Türk ve İspanyol ekipleri kendi geleneksel danslarını öğrettiler. Herkes yemekleri tattı ve saat 22:00’ye kadar dans etti. 😊

Gün 3

Sabah kahvaltıdan sonra hiking ile başladık. 4km yürüdük.

Balon Oyunu

Yürüyüş mola süresinde Slovakyalıların öğrettiği balon oyununu oynadık, başlangıçta koşup balon şişirip bağlayıp balonları zincir gibi kullanarak teker teker herkesin balonu olan ilk takımın kazandığı bir oyun. Bir insan bir balon şeklinde kimse balonu düşürmeden taşıdı.

Switch Oyunu

Ormana vardığımızda, Çeklerin öğrettiği bir oyun olan "Switch" oyununu oynadık. Bir kişi bir özellik söylüyor, örneğin "Evde köpeği olan kişiler", bu özellik kendisinde olan kişiler bulundukları konum dışında rastgele bir yere geçtikleri bir oyun. Sonra yine Çeklerin öğrettiği

Word Football

"Word Football" oyununu oynadık. Bir önceki kişinin söylediği kelimenin son harfi, sizin söyleyeceğiniz kelimenin ilk harfi olduğu oyun, Örneğin House sonra e ile başlayan bir İngilizce kelime bulacaksınız.



El Oyunu

Sonra bizim oynattığımız "El Oyununu" oynadık. Gözlerimizi kapatıp herkesin birbirinin elini karışık bir şekilde tutup oluşan düğümü açmaya çalıştığımız bir oyun.

Spider Web

Sonra yine bizim oynattığımız oyun olan "Spider Web" oyununu oynadık. Bir ip yumağını örümcek ağı olacak şekilde birbirine attı.  Herkesin elinde ip olunca, bir şekilde geri sararken ipi size atan kişiye güzel sözler söylediğiniz bir oyun.

Yürüyüş bitip geri döndüğümüzde energizer sırası bizde olduğu için dans liderini tahmin etme oyunu oynadık.

Dans Liderini Tahmin Etme Oyunu

Bir kişi ebe olur, ve alandan uzaklaştırılır. Müzik açılır. Lider  kişi dans eder biz de onu taklit eder, ebe kişi de liderin kim olduğunu tahmin eder.

Reflection ( Yansıtma)

En sonunda reflection olarak   "Yes/No" oyunu oynadık. Ivana ve Anna bize oyunu sevip sevmediğimizi, tam olarak katılıp katılmadığımızı sordu, biz de evet veya hayır olacak şekilde taraflarda durduk. Sonra yine benzer şekilde ama bu sefer duygularla olan halini, yani Angry/Sad/Happy ve 2 diğer duygunun bulunduğu bir oyunu oynadık, yine Ivana ve Anna oyunu oynarken ne hissettiğimizi sordular, ona göre tarafımızı seçtik.

 Sonraki gün uzun bir yolumuz olduğu için de erkenden uyuduk.

Gün 4

Güne "I like to move it move it" şarkısıyla saat 9.30 da gün başladık. Anna gün içinde yapacağımız aktiviteleri anlattıktan sonra İspanyollar bir oyun anlattılar.

Mandal Oyunu

Oyun, rastgele 3 kişiye birer mandal verildi ve bu kişiler diğer  kişilere isimlerini söyleyecek şekilde sorular sordular. (Örn: Köpekleri sever misin?) Cevap veren kişi soran kişinin ismini söyleyecek şekilde (Örn: Evet Tuğba, severim.) cevap veriyorlar, en son mandalın kaldığı kişi ceza aldı.

Ardından yokuş bir yoldan geçip bir süreliğine toprak yoldan ilerledik. Toprak yoldan sonra tekrardan asfalt yola çıktık ve kiliseye kadar yürüdük ve öğrencilerim kiliseyi gezdi. Ardından İspanyolların liderlik yaptığı mendil kapmaca oyununu oynadık.



Mendil Kapmaca

Oyunda iki gruba oluşur. Her grupta 2 takım vardır. Her üye bir numara edinir. Hakem bir numara söyler ve bir görev verir. İlk yapan kazanır. Bu koşarak mendili al, zıplayarak al, birini taşıyarak al, 5 kere dön öyle al şeklindedir.

Asfalt yoldan sonra bizi uzun, taşlı ve çamurlu yollar karşıladı. Bu yolları da aştıktan sonra ormanın bir yerinde durduk ve Öğrencilerim Macarların liderlik yaptığı bir oyunu oynadılar.



Bayrak Oyunu

 Oyunda iki takım oldu ve herkesin alnına bazı numaralar takıldı. Her takıma korumaları için birer kağıt verildi, amaç alnındaki yazıyı ellerinle veya herhangi bir şekilde kapatmayarak ağaçların arkası gibi yerlere saklanarak karşı takımdaki oyuncuların isimlerini ardından numaralarını söylemelerini engellemeye çalışmak. Eğer karşı takımdan bir kişi böyle bir şey yaparsa elenirsiniz. Karşı takımın kağıdını bulursanız veya karşı takımda elenmeyen kimse olmadığında oyunu kazanmış olursunuz.

Ardından küçük kasaba benzeri bir yere yürüdük ve orada market ve dondurma satan yerler vardı. Öğrenciler orada bu ihtiyaçlarını giderdiler.  Ardından dönüş yoluna geçildi ve yaklaşık 20 dakikalık yürüyüşten sonra öğle yemeği yedik ve yaklaşık bir buçuk saat dinlendik.

Ardından hareketli bir Macar dansı yaptık. Ardından Anna'nın söylediği sayı kadar kişi olan grup oluşturma amacı olan bir oyun oynandı.

Sessiz Sinema Oyunu

Sıra olup önündeki kişilere sessiz sinema ile bir olay anlatma oyunu oynandı.

Son olarak öğrenciler elleriyle verilen bir olayı bir kağıda boyama yaparak anlaşmaya ve anlatmaya çalışıldı.

Ardından akşam yemeği yendi ve gruplar kendilerinin hazırlamakta olduğu şeylerle uğraştılar. Saat 8.30 da yarın yapılacak olan Vrchlabi gezisiyle alakalı bazı bilgiler verdi ve ardından gün sonlandı.

Gün 5

Öncelikle gün her sabah olduğu gibi "I like to move it " şarkısıyla başladı ve bu şarkıyla beraber tüm öğrenciler etkinlik alanına toplandı. 30 Ağustos Zafer Bayramı olduğu için öncelikle Türkiye sonrasında İspanya, Macaristan, Çekya, Slovakya grupları olarak İzmir Marşını söyleyerek bayramımızı kutladık. Hemen ardından yemekhanede giderek günün geri kalanında acıkmamak için herkes birer sandviç, bir çeşit Çek bisküvi, muz ve su aldı aynı zamanda yağmur yağma olasılığına karşı herkese yağmurluk dağıtıldı ve Christopher önderliğinde yola koyulduk.

  Genellikle yokuş aşağı olan yolda giderken sadece bir kere bir nehrin kenarında mola verdik isteyen nehrin yanındaki çeşmeden suyunu doldurdu isteyen nehre ayaklarını soktu bazıları da atıştırdı. Bu aradan sonra ise direk Vrclabiye gittik ve 4 km yolumuz bitmiş oldu.






City Challenge Oyunu

Merkezdeki bir sahneye çıkan Anna bizlere numara verdi ve bu numaralara göre grup olduk sonrasında grupların fotoğrafı çekildi. Bundan sonra Anna her gruba içinde sünger, tebeşir ve Erasmus+ stickerı olan bir poşet verdi ve bir saat içinde grup olarak bize şu görevleri yapmamızı söyledi;

1.Tanımadığınız birine iyilik yapın.

2.Vrclabi yerlisi olan 3 kişiyle fotoğraf çekilin.

3.Kalenin önünde insan heykeli yapın.

4.Merkezdeki heykelin anlamını öğrenin.

5.Merkezdeki en ucuz şeyi bulun.

6.Erasmus+ hakkında farkındalık yaratın.

7.Bir dans koreografisi hazırlayıp onu şehir merkezinde oynayın.

8.Verilen süngeri değiş tokuş yapabildiğiniz kadar yapın.

  Bu görevler tamamlandıktan sonra meydanda toplandık ve biraz atıştırdıktan sonra Anna'ya yaptıklarımızı söyledik. Ardından Katka geldi ve herkese üzerinde Edda yazan tshirtler dağıttı grupça bunu giyip kalenin önünde fotoğraf çekildik. Ardından Anna herkese neredeyse 3 saatlik serbest zaman verdi ve bizlerde şehri doyasıya gezdik (yerel marketler, kilise, tarihi binalar, parklar, heykeller...). Ve saat 15.15'te meydanda tekrardan toplanıp biraz dinlenip dönüş yoluna koyulduk 4 km yolumuzda yine aynı molaları verdik ve sonunda bir sürü yokuş çıktıktan sonra 16.45 gibi otele vardık.

 Anna herkese 17.45'e kadar serbest zaman verdi ve bizler de duş aldık, dinlendik vb. Ardından tekrar "I like to move it şarkısıyla toplanma alanına toplandık ve Anna konuşmaya başladı ve bizlere dün başladığımız bazı görevleri bitirmemizi söyledi ve 18.30'a kadar onları hallettik 18.30'da ise Çeklerin yöresel bir yemeğini yedikten sonra tekrar molaya girdik o sırada bazıları dinlendi, bazıları oyun oynadı bazıları ise sohbet etti.

  Saat 20.30 olunca barbekü yemek için herkes ateş başına toplandı domuz yiyen kişiler domuz yerken diğerleri bir çeşit peynir ve vejetaryen sosis yediler. Neredeyse 22.30'a kadar barbekü başında sohbet ettikten sonra odalara dağıldık bazı öğrenciler saatlerce sohbet etti bazıları ise uyudu ve günün sonunda çok güzel bir günün bitmiş olması hüznüyle herkes uyudu...

Gün 6

Gün bizim için kahvaltı ve sonrasında "ı like to move it" şarkısıyla başladı. Anna genel programı açıkladı ve "slipper game" adlı bir oyun oynadık.

Slipper Game

5 gruba ayrıldık ve çeşitli şekillerle (koşarak, zıplayarak...) karşımızda duran terliği almaya çalıştık. Alan takıma Anna bir soru yöneltiyor ve soruyu cevaplamaları için 5 saniye veriyordu. Eğer takım soruya cevap veremezse cevap hakkı diğer takımlara geçiyor. Yarışmanın konusu Erasmus’tu. Oyundan sonra 8KC ( Key competence of Youth Pass) başlıkları altındaki bazı sorulara cevap verdik. Gençlik projelerinde Erasmus’a ve Youth pass e çok önem veriliyor.

Sonrasında kendimize mektup yazdık ve coffee break'e çıktık. (Bu mektuplar bize 1 yıl sonra gönderilecek.) Moladan sonra Tuğba Hoca'nın hazırladığı Kahoot'u oynadık. Sonra herkes bir kâğıda ismini yazıp sırtına yapıştırdı ve birbirimize notlar yazdık. Ve sıra sertifikalarımızı almaya gelmişti. Burada herkes sırayla 'secret friend'inin özelliklerini söyledi ve biz de bilmeye çalıştık. Kim olduğunu bulduğumuzda da sertifikasını verdi. Küçük bir kart oyunu da oynadık. Yerde bir sürü kart vardı ve biz de bir kartı seçip anlattık. Bundan sonra maalesef İspanyol takımı yemeğe gitti çünkü gitme vakitleri gelmişti. Onlarla vedalaştık ve genel olarak günün kalan kısmında serbesttik.

Proje Çıktıları

Oyun Kitabı

Kişi Kartları

Röportaj Videoları

Proje Stickerı

Proje Gazetesi





 

375 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page